Namaz hakinda bir kac derin söz...
Namaz kilmayan insanin karakterlerinde bozukluk vardir !
Açalim bunu
yani aylik 1000 lira/euro icin her gunun 8 saatini 10 saatini patronu icin
harcamasi ve bunun akabinde eline geçen o para mükafati düsünün. Simdi de Bize
sagligimizi veren her azamisi guzelce yaratan sükür sahibi Rabbimize günde
sadece tas çatlasa 1 saatini veremeyen bizlerin karakterinde bozukluklar
vardir.
Sadece is
degil facebook veya bir spor icin geçirdigimiz vakite bakin ve namaz icin
gecirdigimiz vakte bakin.
Müslüman bir insan Allah’i sevmez mi?
Hicbir
Müslüman ben Allahi sevmiyorum demez ama hâl ve hareketleriyle bunu belli eder.
Ezani duyar duymazdan gelir. Kilmadigi namazdan vicdan azabi duymak söyle
dursun elestirmeye kalkar.
Allah
kuran’da 70ten fazla yerde namazi emrediyor tavsiye etmiyor. Insanlarda cennet
ve cehennem bilgileri az oldugu icin ahireti kafalarinda idrak edemedikleri
için bu onlara zor geliyor. O zaman ne oluyor Allah’in (cc) emirlerini yerine
getirmemis oluyor günahlarin içinde boguluyoruz. Seytan heryerde arkadaslar,
sagimizda solumuzda önümüzde arkamizda sadece euzu besmele ile onu
kacirmiyoruz, guzel bir iman ile zikir ile insallah yapamadiklarimizi taker
yapip ahirete hazirlanalim insallah.
Abdest almakta oln bir kisinin abdest alirken
bile günahlarinin döküldügünü idrak etmesi
aldiktan sonra o namazdaki o
manevi olaylari idrak etmesi gibi güzel bir sey yoktur.Allah herkese bunu
anlamayi idrak etmeyi nasip etsin.
Bilmeyenler
için tekrarlayayim insallah:
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El
işler yapar, yıkar ve yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur;
burun koklar, gözler görür, kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve
dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah
ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz
dualarla, söz konusu edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya
çalışabiliriz. Abdest alacak kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî
hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya niyet etmek ve hazırlanmak demektir.
Sonra besmele çekerek ve Allah'ın yardımını dileyerek abdeste başlar.
Ağıza ve buruna su verirken insan şöyle düşünür veya
duâ edebilir: " Allah'ım, adını anmak ve senin kitabını
okumak için bana yardımcı ol. Cehennem kokusunu uzaklaştırıp bana cennetin
kokusunu koklat."
Yüzünü yıkarken: " Mevlâm,
senin dostlarının yüzleri ağaracağı gün yüzümü ağart, o sırada benim yüzümü
kara çıkarma." der. Sağ kolunu yıkarken: " Allahım,
beni defteri sağ taraftan verilenlerden eyle, hesabımı kolay kıl." Sol kolunu
yıkarken " Allah'ım beni, defteri sol taraftan
verilenlerden eyleme." der.
Başını meshederken: " Ya İlâhî
rahmetin beni bürüsün, üzerime feyzini ve bereketini indir, senden başka hiçbir
kimsenin gölgesinin bulunmayacağı yerde beni Arş'ın gölgesinde
gölgelendir." der. Kulaklarını meshederken: "
Allah'ım, beni söz dinleyip sözün en güzeline uyanlardan kıl, iyilerle birlikte
cennete çağıran sesi işitmemi nasip et" diye düşünür.
Boynunu silerken: " Allahım
beni cehennemden âzat et, boynuma mahcupluk zinciri geçirme." diye
temennide bulunur.
Ayaklarını yıkarken: " Rabbim,
ayağımı doğru yolda, sâbit kıl, beni senin yolundan ayırma." der.
Daha sonra kelime-i şehadet getirip şöyle niyazda
bulunur: " Ya Rabbi, kötü işler yapmış olabilirim,
insan gafildir, kendine zulmeder. Ama ben pişmanlık duyuyorum, sana dönüyorum.
Affet beni, tövbemi kabul et, zira Sen tövbeleri kabul edensin. Beni pişmanlık
duyanlardan ve tertemiz olanlardan kıl, iyi kullarının arasına kat. Beni çok
çok şükreden, sabreden ve Seni ananlardan eyle."
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yumasını, yıkamasını ve silmesini kulluğa yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya, namaza durmaya hazır hâle gelir.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yumasını, yıkamasını ve silmesini kulluğa yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya, namaza durmaya hazır hâle gelir.
Namazdaki
rekatlari ilk once Hz.Muhammed (sav) miraca ciktiginda Allah(cc) ile yaptigi o
konusmadan sonra sadece 5 rekat oldugunu biliyoruz. Her rekatinda 10 rekat
degerinde oldugunu da biliyoruz.
Bilmeyenler
için bir hatirlatma olsun :
Resul-i
Ekrem Efendimiz (a.s.m.) Hz. Cebrail’in refâkatinde Mekke’den ayrılıp semâya
yükselir. Önce Hz. Âdem’le, daha sonra Hz. İdris, Hz. Mûsa, Hz. İsa ve Hz.
İbrahim’le görüşür. Cenab-ı Hakkın yüce katından dönüşünde ise Hz. Mûsa ile
karşılaşır. Bu sohbeti Peygamber Efendimiz şöyle anlatırlar:
“O zaman Allah ümmetime elli vakit namaz farz kıldı. Bu farziyeti yüklenerek döndüm. Derken Mûsâ Aleyhisselâma rast geldim.
“Mûsâ (a.s.) bana, ‘Rabbin ümmetine neleri farz kıldı?’ diye sordu.
“Onlara, ‘Elli vakit namaz farz kıldı’ dedim.
“Mûsa (a.s.) bana, ‘Rabbine dön de şefaat et, zira ümmetin buna tâkat getiremez’ dedi.
“Bunun üzerine Rabbime Mürâcaat ettim. Allah Taâla şatrını (bir kısmını) indirdi. Ben yine Mûsâ’nın (a.s.) yanına dönerek durumu kendisine haber verdim: ‘Bir kısmını indirdi’ dedim. O yine, ‘Rabbine mürâcaat et, zira ümmetin tâkat getiremez’ dedi.
“Ben yine Rabbime mürâcaat ettim. Alah Taâla kalanından bir kısmını indirdi. Mûsâ Aleyhisselâmın yanına yine döndüm. O tekrar, ‘Rabbine dön, zira ümmetin buna dayanamaz’ dedi. Bir daha müracaat ettim.
“Allah Teâla, ‘Onlar beştir, yine onlar [sevapitibariyle] ellidir. Benim nezdimde hükm-ü kaza değişmez’ buyurdu.
“Mûsa’nın yanına döndüm. O yine, ‘Rabbine dön’ dedi.”
“Ben de, ‘Artık, Rabbimden utanır oldum’ dedim.” (1)
“O zaman Allah ümmetime elli vakit namaz farz kıldı. Bu farziyeti yüklenerek döndüm. Derken Mûsâ Aleyhisselâma rast geldim.
“Mûsâ (a.s.) bana, ‘Rabbin ümmetine neleri farz kıldı?’ diye sordu.
“Onlara, ‘Elli vakit namaz farz kıldı’ dedim.
“Mûsa (a.s.) bana, ‘Rabbine dön de şefaat et, zira ümmetin buna tâkat getiremez’ dedi.
“Bunun üzerine Rabbime Mürâcaat ettim. Allah Taâla şatrını (bir kısmını) indirdi. Ben yine Mûsâ’nın (a.s.) yanına dönerek durumu kendisine haber verdim: ‘Bir kısmını indirdi’ dedim. O yine, ‘Rabbine mürâcaat et, zira ümmetin tâkat getiremez’ dedi.
“Ben yine Rabbime mürâcaat ettim. Alah Taâla kalanından bir kısmını indirdi. Mûsâ Aleyhisselâmın yanına yine döndüm. O tekrar, ‘Rabbine dön, zira ümmetin buna dayanamaz’ dedi. Bir daha müracaat ettim.
“Allah Teâla, ‘Onlar beştir, yine onlar [sevapitibariyle] ellidir. Benim nezdimde hükm-ü kaza değişmez’ buyurdu.
“Mûsa’nın yanına döndüm. O yine, ‘Rabbine dön’ dedi.”
“Ben de, ‘Artık, Rabbimden utanır oldum’ dedim.” (1)
1) Müslim, İman: 263; Ahmed Naim, Sahih-i Buharî Muhtarası Tecrîd-i Sarih Tercemesi. (Ankara: Diyanet işleri Başkanlığı Yayınları, 1981), 2:277.
Namaz dinin diregidir.
Simdi bu
hadisi söyle açalim: Düsünün eviniz var arabaniz var cebinizde paraniz olmasa
da J herneyse altinlariniz var
sununuz var bununuz var. Var ama hepsi bir gün bitecek olmadi mi bakiniz
Sultan
Süleyman, bakiniz Dunyanin en zengin en ünlü kimseleri hepsi toprak olmadimi ne
oldu o evlere paralara sizi kurtardi mi simdi size kurtaracak sey sarilacak bir
direginiz olmasi gerekir. O da namazdan baska bir sey degildir. Hz. Muhammed(sav)bile
hadisi seriflerinde bir gencin vefatinda “namaz kilarmiydi diyor” Allah(cc)
“namazlar yetmez ise bulup bulusturun bu kulumun kildigi sunnet veya nafile
namazlari varmiydi” diyor.
Evet Arkadaslarim, kardeslerim insallah namazdaki manevi duyguyu hasenati anlar zamanimizi bosa geçirmeyiz. Yarina cikamayabiliriz. Allah yar ve yardimcimiz olsun.
Selamlar